evlenince kadının kütüğü neden değişir

sebuka, "Sen bu kadınların avukatı mısın?" mottosuyla yola çıkan, sosyal fayda odaklı girişimdir. Kurumlara toplumsal cinsiyet odaklı eğitim ve danışmanlık hizmetleri sunar. kadınevlenince kütüğü neden değişiyor. şükela: tümü | bugün. / 5 ». kadının evlendiği erkeğin kütüğüne alınması. çok saçma ve cinsiyetçi bir yasa, buna karşın erkek kadının kütüğüne geçemiyor. . ankara kütüğüne kayıtlı bir kadın bir gecede bartın kütüğüne kayıtlanıyor hemde haberi bile olmadan Nüfus cüzdanının, kimliğin değişmesi ile kadının soyadı da bu kimlikte yeni hali ile yer alacaktır. Boşanma kararınızın hangi aşamada olduğunu soyadınızın neden nüfusa geçmediğini anlamanıza yardımcı olacak yazımız için BOŞANINCA SOYADIM NE ZAMAN DEĞİŞİR NASIL ANLARIM yazımızı tıklayınız. Bunun bir de evlenince kütük değişmesi ile ilgili versiyonu var mı? Çok sinir oluyorum evlenince neden kadınların kütüğü erkeğin memleketine taşınır ki? 16 17 Vajinoplasti, vajinanın daralması ve sıkılaşması amacıyla vajina duvarına yapılan cerrahi işleme verilen isimdir. Kadının dış genital organlarını oluşturan vajina, labium majörler (dış dudaklar), labium minörler (iç dudaklar) ve klitoris doğal olarak her kadında bulunur ancak şekil ve görünüm açısından Rencontre Ligue 1 Ce Week End. İzmirli Dr. Gülsüm Dolgun, evlenen kadınların nüfus kaydının erkeğin kütüğüne taşınmasına karşı çıkarak başlattığı “Nüfus Kaydıma Dokunma” kampanyasına destek veren kadınların sayısının daha ilk anda 300’e ulaştığını Kaydıma Dokunma Girişimi Sözcüsü Dr. Gülsüm Dolgun, gelişmiş bireylerin ilişkilerinden mutlu evlilikler, sağlıklı nesiller doğduğunu belirterek, kadınlar evlendiğinde nüfus kaydının kendisine sorulmaksızın erkeğin nüfus kütüğüne taşındığına dikkat çekti. “Evlilik, bir insanın kendi kimliğini bırakıp bir başka insanın kimliğini giyinmesini zorunlu mu kılmalıdır?” diye soran Dolgun şunları söylediTanınmaz oluyorsunuz“Bir yaşa kadar hayat kurmuş bir kadın düşünün. SSK, telefon, bankalar, vergi dairesi, meslek odası, dernekler gibi birçok yerde kayıtları, adını, soyadını yazdığı imzası var. Günlük yaşamda kullandığı ehliyet, pasaport, personel kimlik belgesi, tapular, diplomalar, işyeri ruhsatları var. Ömürlerinin kalan kısmını birlikte geçirmeye, evlenmeye, aile olmaya karar veriyorlar. Bu kadın neden sosyal kayıtlarını yenilemek zorunda kalsın.” Medeni kanun değişsinEvlenen kadının tüm kayıtlarının geçersiz hale geldiğini belirten Dr. Gülsüm Dolgun, “Bir anda bu resmi kurumlarda tanınmaz hale geliyorsunuz. Medeni Kanun’da yapılacak yeni düzünlemelerle, iki kişinin, eğer isterlerse nüfus kayıtları değiştirilmeden evlenebilmeleri sağlanmalı” Dolgun, kampanyaya katılmak isteyenlerin kendisine “ adresinden ulaşabileceklerini söyledi. ben her zaman söylüyorum sırf bu sebepten bıraktığım kadınlar var. benim soyadımı taşımak sana ağır geliyorsa kaldıramıyorsan kabullenemiyorsan siktir olup gidersin. bunu söyleyen bunu isteyen kadın çok fazla çağdaş, aşırı medeni ve entel olduğu için ben ona ayak uyduramam. gerekirse iki soyadını birleştirip yeni bir soyadı türetip onu kullanalım illa benim soyadım olacak diye değil. ama bunu söyleyen kadınla baş edilmez. bunu hem ben yaşadım hemde etrafımda ki insanlarda hayatta uzak durulması gereken kadınları tespit ettim hem de kendilerini hiç gizlemiyorlar. rahatlıkla görebilirsiniz. sadece biraz gözlem yapın ve ne demek istediğimi anlayacaksınız. 1. soyadı takıntısı olanlar, 2. bayan değil kadın diyenler3. feminist olanlar4. vejeteryan olanlar5. vegan olanlar6. ben kendi ayaklarımın üstünde dururum kimseye muhtaç değilim ve 7. maddeyi biraz genişletmek istiyorum. 6. madde için kendi ayaklarının üzerinde durabilirsin buna kimse karışmıyor zaten. ancak sen bunu nerenle anladıysan farklı yorumlamış ve farklı yaşamaya çalışıyorsun. evlendiğin erkekte kendi ayakları üzerinde durabiliyor. o da sana muhtaç değil ee peki ne bok yemeye evlendiniz aynı evi paylaşıyorsunuz ki ? kendi ayaklarının üzerinde durabiliyorsun ama bir aile sorumluluğunu alamayacak kadar da olgun değilsin. bunu söylerken doğru anlayın kimse kimseye muhtaç değil elbette. sorumluluk almak, bir hayatı paylaşmak ilişki içinde olmak farklı konular. sen kendi başına takıldığın sürece bu fikri savun hatta tebrik edilirsin. ama biriyle paylaşıyorsan bunu ona söyleme. bu tamamen ego, kendini beğenmişlik, benmerkezcilik. başka bir açıklaması yok. sonra mutsuzluğunuza sebep aramayın. söyledim madde ise evet kimseye muhtaç olma, ama muhtaç olmam dediğin insanların arasına eşini de koyma. o senin eşin bunu idrak edemiyorsun sanırım. o kadar özenti bir yaşam benimsemişsin ki bunu anlamıyor, göremiyorsun. bunu daha önce de açıklamıştım. bir insan sevdiği birinden bir şey istiyorsa bu ona muhtaç olduğu için değildir. ulan insan sevdiği insandan bir şey isterken sevinir mutlu olur. bu neden zorunuza gidiyor. eşinizden bir şey istediğiniz de bu aciz, yeteneksiz yada kendi işini göremeyen biri olarak göstermez. sonuç olarak, maalesef türkiye de bu tür davranışları savunan ve inançlara görüşlere sahip insanlardan uzak durulmalı. çünkü hayatı kendilerine zehir ettikleri gibi size de zehir ederler. anlayış özürlüsü, düşünmeyen bencil bir insan olduklarının farkında bile değiller. egolarından bahsetmiyorum ben eski kafalayım arkadaş, her zamanda söylerim. bu asrın insanı değilim diye. eski insanlar bu kafayla eşleri ile bir ömür yaşadılar. aynı evde bir kap çorba içip mutlu oldular. yeni nesil saçmalıklara uyacam diye kendimden ödün vermem. beni ben yapan düşüncelerimden vazgeçmem. ya olduğun gibi görün yada göründüğün gibi ol. bkz mevlana Haberler > Erkeklerin İstediği ”Evlenilecek” Kadın Özellikleri - 1916 - 2021 Erkeklerin İstediği ”Evlenilecek” Kadın Özellikleri Kadınlar için çoğu zaman karşısındaki kişiye aşık olmak, onunla bir ömür geçirmek istemesi için yeterli bir neden olurken, erkekler için durum biraz farklı…Erkekler evlenecekleri kadınlarda bir takım özellikler arıyor ve bu özelliklere sahip olmadığını düşündüğü kadınlarda ciddi bir ilişkiye bile başlamayı pek istemiyorlar. Eğer sizde karşınızdaki erkeği etkileyip, bir an önce evlilik yolunda yürümek istiyorsanız, bu özelliklere bakarak bira kopya çekmenin kimseye bir zararı olmaz…İşte erkeklerin evlenecekleri kadında aradığı özelliklerBaskı Yapmayan KadınEğer sevgilinizi gün içinde defalarca arıyor ya da geleceğe dair planlar yapması için onu zorluyorsanız, evliliğe dair pek umut yok demektir. Erkekler evlendikleri zaman baskı altına gireceklerini düşünür ve bu yüzden evlilikten korkarlar. Sizin ilişki esnasında baskı yapmanız, onun bu korkularında haklı olduğunu, evlenince çok daha fazla baskıya maruz kalacağını GörünüşErkekler, kadınlarda ilk olarak dış görünüşe bakar. Bakımlı ve çekici kadın onlar için her zaman ilk sırada olacaktır. Uzun soluklu bir ilişkiniz varsa, yılların hatırına güvenip, doğal olmak adına bakımsız görünmemelisiniz. Erkekler kadınların evlendiklerinde kendilerini bıraktıklarını düşünürler. Eğer siz daha ilişki aşamasında sürekli pijamalarla, dağınık saçlarla oturuyorsanız, erkekler direkt olarak evlendiğiniz zaman bu durumun daha üst boyutlara ulaşacağını düşünürler. Yani giyiminize, saçınıza, makyajınıza her zaman özen Olunİlişkilerde kadınların yaptığı en büyük hatalardan biri, erkek arkadaşının sevgilisi yerine, annesi olmaya çalışmasıdır. Unutmayın o yanında annesini değil, sizi istiyor. Anaç yapınız yerine dozunda olacak şekilde dişiliğinizi ön plana KovalanırAşırıya kaçılmadığı takdirde her zaman işe yarayan bir taktir. Geleceğe dair planlarınızla ilgili ilk adımı siz atmayın, siz sevgilinize pas verin, bırakın golü o atsın. Unutmayın ki kaçan kovalanır, kesinlikle tamamen ona ait olduğunuzu, onsuz yaşayamayacağınızı Farklı DünyaEvlenseniz bile ona iki farklı birey olduğunuzu, hayatlarınızı birleştirmenin yapışık ikiz gibi dolaşmak olmadığını ona anlatın. Erkekler ona bağımlı olmayan, kendi ayakları üzerinde durabilen, erkek arkadaşı dışında bir sosyal yaşantısı olan kadınlardan evlenecekleri kadında ne ararlarevlenilecek kadınevlenilecek kadın özelliklerievlenmeevlilikilişkikadınkadın erkek ilişkisikadın sitelerikadınlarkızkızlarkızlara dair herşey Kaynak 1- Kendi hayatınız olmalı Kendi ayakları üzerinde durabilen ve sosyal hayatını erkek arkadaşlarına göre düzenlemeyen kadınlar, kendilerine güvenen bir imaj çizerler. Bu da erkekleri en az dış güzellik kadar etkiler. Üstelik sadece erkek arkadaşınızla değil, ailenizle, arkadaşlarınızla ya da tek başınıza zaman geçirmeniz, ilişkinizin dengesi açısından da olumlu İlk adımı atan siz olmayın Bu, üzerinde çok tartışılan ama sonuca varılamamış bir konu. Bu nedenle 'kaçan kovalanır' kuralını izlemekte fayda var. Eğer ilk adımı siz atar ve buluşmaları siz ayarlarsanız, sizinle gerçekten mi ilgileniyor yoksa fırsatı mı kaçırmak istemiyor olduğunu asla Seksi olun, basit değil İlişkinin ilk günleri, flörtün en yoğun olduğu zamanlardır ama bu dönemde ne fazla utangaç olmalısınız ne de fazla girişken... Aşırı seksi bir giyim tarzı ya da toplum içinde aşırı yakınlık göstermeler, elbette ki erkeklerin hoşuna gider ama ilişkiyi ciddiye almalarını da riske Seks için bekleyin Günümüzde hálá seks için evlenmeyi bekleyenler çoğunlukta. Azınlıkta yer alanlardan olsanız bile, ciddi ilişki düşündüğünüz bir erkekle birlikte olmak için fazla acele etmeyin. Çünkü seks sonrası salgıladığınız hormonlar, ilişkinize olduğundan fazla anlam yüklemenize ve yanlış yönlenmenize neden Değer verdiğinizi gösterin Ona değer verdiğinizi göstermek için illa pahalı hediyeler almanıza ya da kendinizi ona adamanıza gerek yok. Günlük işlerinde ona küçük yardımlarda bulunarak da onu düşündüğünüzü Onu destekleyin Arkadaşlarının ya da patronunun önünde egosunu tatmin edecek sözler söylemeniz, her zaman ona destek olduğunuzu hissetmesini sağlayacaktır. Yaptığı esprilere her zaman gülmeniz de aynı etkiyi Baskı yapmayın Gün içinde sürekli onu aramak ya da gelecek planları yapmak isteyebilirsiniz ama kendinizi tutun. Bu tarz davranışlar, birlikte olduğunuz erkeğin kendini kapana kıstırılmış hissetmesine neden olabilir. Her şeyi ona söylemek zorunda değilsiniz, onu kendi haline bırakırsanız zaten planlar yapmaya başlayacaktır. Tabii sizi gerçekten istiyorsa...8- Taviz vermeyin Prensiplerinizden ödün vermeyin ve yapılan yanlış davranışlar karşısında sessiz kalmayın. Eğer aldatılmayı asla affetmeyeceğinizi bilirse, kendinize duyduğunuz saygı karşısında onun da size duyduğu saygı artacaktır. Aynı şekilde, evli ya da kız arkadaşı olan erkeklerle ilişkiye girmeyeceğinizi bilmesi de sizin için artı İyi olanı seçeceğinizi bilsin Her zaman dürüst ve güvenilir olduğunuzu ve hayatınızda da böyle insanlara yer vermek istediğinizi ona hissettirin. Eğer siz gideceğiniz yer hakkında yalan söylemiyorsanız, ondan da aynı davranışı beklemeyi hak ediyorsunuz ama önemli olan onun da böyle Aşk kadını olun Evlilik için en önemli bağın aşk olduğunu düşünüyorsanız, bunu onun da bilmesini sağlayın. Onunla para, güven ya da prestij için beraber olmadığınızı bilmesi, size ve ilişkinize olan güvenini artıracaktır. ÖZLEM YILMAZ/GAZETE HABERTÜRKTürkiye İstatistik KurumuTÜİK'nun araştırması, 65 yaş ve üzerindeki 110 bin kişinin hiç evlenmediğini ortaya koydu. Yani her 100 yaşlıdan 2'sinin hiç nikah masasına oturmadığı tespit edildi. TÜİK'e göre; 110 bin kişiden 82 bini kadın, 28 bini ise erkek. Peki kadınlar neden evlenmiyor? İşte görüşler... 'Doğurma yaşı geçince evlenmiyorlar' İletişim ve Davranış Bilimleri Uzmanı Aşkım KAPIŞMAK NORMALDE kadınlar erkeklere göre daha uzun yaşıyorlar, yalnızlığa güç gösterenler, hayatını yalnız sürdürmeyi başaranlar daha çok kadınlardır. Erkekler öyle değildir. Kadınların evlenmeme sebeplerine gelince, evlenmeyen bu kadınlar genellikle ailenin üçüncü ya da dördüncü kızlarıdır. Genelde birincisi veya ikincisi hemen evlenir ama üçüncüsü evlenemez. Çünkü büyük çocuklar hemen aileye karıştıklarından, diğerleri evde kalıp anne ve babaya bakmakla yükümlüdürler. Zaten bir kadın 35-40'ına kadar evlenmiyorsa ondan sonra evlenmesi çok zor. Kadınlar, hormonları zayıflamadan çocuk doğurmak istiyorlar, önceliği çocuklara veriyorlar. Ama çocuk yaşı geçtikten sonra evlilik ihtiyacı duyulmuyor, yani bir erkeğe ihtiyaç duyulmadığını düşünüyorlar. Çocuk doğurma yaşını geçiren kadınlar evliliğe daha soğuk bakmaya başlıyorlar. Bunlar erkeğe karşı olan kadınlar değil, ailelerine bakmak için evde bekletilen, aileleri tarafından yanlış yetiştirilen kadınlardan oluşuyor. Bu kadınlar gerçekten evlenmiyorlar. Ama aileleriyle de çatışma yaşıyorlar. Çünkü genelde 'Sizin yüzünüzden evlenemedim' diyerek anne ve babayı suçluyorlar. 'Kriterleri artıyor' Evlilik ve aile terapisti, psikiyatrist Doç. Dr. Armağan SAMANCI BU konudan şikayetçi çok kadın var. Son yıllarda özellikle üniversiteli, eğitimli kadınlarda, evlenme yaşı 30'lu yaşlara doğru kayıyor. Özellikle kariyer yapan kadın, 30 yaşını geçtiği sürede zaten evlenme olasılığı azalmaya başlıyor. Çünkü genelde evlenme eğilimi olan erkeklerin çoğu zaten biraz daha erken yaş grubu olan kadınlarla evlenmiş oluyor. Geriye evlenme eğilimi olmayan erkekler kalmış oluyor. Zaten onlarla evlenmek de çok kolay olmuyor. Diğer taraftan 20'li yaşlar, eş seçimi konusunda problemlerin olduğu bir yaş dönemi. Deneyimsizlik nedeniyle eş seçiminde büyük problemler yaşanıyor. 25 ve 30 yaş üstü grupta ise, kadınların deneyimi de arttığı için özellikle evlilikle ilgili olumsuzluklarla karşılaşmaya başladıkça bu kez eş seçimi konusundaki kriterler daha da artıyor. Bu da evlenmeyi zorlaştıryor. Diğer bir neden ise, bazı kadınlar, özellikle kişilik, karakter özellikleri ve bazı yaşadıkları ruhsal problemler nedeniyle evlilik konusunda oldukça çekingenler ve evlilikle ilgili korkuları var. Bir diğer nokta özellikle ailelerinde ciddi evlilik problemleri olan kadınların evlilik kurumuna bakışları çok pozitif olmadığı için evlilik konusunda zor karar veriyorlar. Bir diğer faktör de, bazen aileler de kendi içlerinde yaşayan bireylerin evlilikleri için teşvik edici olmayabiliyorlar. Evlilik öncesi ilişki ya da nişan aileler yüzünden parçalanmış oluyor, bu da evliliği zorlaştırabiliyor. 'Kadınlar özgür yaşamanın tadına vardı' Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mazhar BAĞLI Bu kadınlar evlenmiyorlar mı, evlenmek isteyip de evlenemiyorlar mı? Bu araştırmayı, son zamanlarda sadece Türkiye'de değil, dünyada bireyselleşmenin, özgürleşmenin ortaya çıkmasıyla birlikte aslında daha özgür yaşama isteği şeklinde de okumak mümkün. Kadınlar artık beğenme konusunda daha titizler. Kadınlar, erkekler gibi çok kolay eş beğenmiyor. Bu çok faktörlü bir konu. Sosyoloji literatüründeki birinci neden, kadının özgür yaşamanın tadına varmış olması. Kadınlar daha özgürce, kendi başına hayatını sürdüreceği biçimde aldığı keyfi paylaşmak istemiyorlar. Bir diğeri de sanıyorum daha çok toplumsal talepler doğrultusunda ideal bir evlilik yapmaları gerekiyor, ama bunu bulamıyorlar, çünkü öyle bir adam yok zaten. 'Kadın ne yazık ki seçen değil, 'seçilen' Türk Kadınlar Birliği Genel Başkanı Sema KENDİRCİ BİZİM düzenimizde kadının seçme hakkı yok ki, kadın 'seçilen' durumunda. Dolayısıyla neden evlenmiyor diye iradi bir durumları yok. 'Ben evlenmek istemiyorum' diyen vardır, çok tercih ederim tabi ki, ama ülkemizde kadın ne yazık ki seçen değil, seçilen. Bu yüzden çok düzene bağlı bir konu. Kadının şansı varmış gibi, ama şansı yok. Uygar tavır zaten kadının seçme hakkına sahip olması, kendi geleceğine, kendi hayatına kendisinin karar vermesi. Çocuk gelinlerden tutun, yaşı büyüyünceye kadar kadının evliliği kimin kararına bağlı? Bu sadece Anadolu'da olan bir olay da değil. Ailesinin zoruyla evlenen, hatta ailesi izin vermediği için evlenemeyen nice üniversite öğrencisi de biliyorum. Kadının öyle bir şansı yok. 'O dönemin koşullarında evde kısmetlerini beklemişlerdir' Türkiye Kadın Dernekleri Federasyon Başkanı Canan GÜLLÜ BU kadınlar 65 yaş ve üstü olduğuna göre, 45 yıl öncesinin koşulları önemli. Öncelikle o dönemin koşullarını değerlendirmek gerekiyor. O dönemin koşulları kadının istihdamda yer almasına uygun değildi. Kadının eğitime ulaşmasında uygun şartlar yoktu. Geleneklerin ağır bastığı, mahalle baskısının olduğu bir dönemde, sanıyorum bu kadınlar, yıllarını evde kısmetlerini beklemeyle geçirmişlerdir. Şu anki kadının hayatına yön verdiği şartların o dönem oluşmadığını düşünüyorum. İletişim kurulmadığı dönemlerden bahsediyorum. Bugün kadın evlenmediyse 'kendi tercihi' diyerek size yanıt verebilirim. Ancak o günün koşullarında kapının biri tarafından çalınmasını gerektiren bir sistem vardı. Bu kadınların evlenmemiş olmaları bugün için kayıp mıdır, bence hayır. Belki de bu kadınların resmiyette evlilikleri yok, ama dini nikahla evli olabilirler. Türkiye'nin koşulları içinde belki 'Babadan kalma maaş gitmesin' denmiştir. Bunlar da ihtimal dahilinde. 'Evliliklerde erkeğin sözünün geçmesi kadınları tedirgin ediyor' Avukat, yazar Cengiz Hortoğlu Asıl soru şu Acaba ekonomik bağımsızlığı olan kadın mı evlenmiyor ya da tam tersine bağımlı kadın mı? Bu sonuç, kadının kişisel tercihi olabilir. Bizim ülkemizdeki oranları, Avrupa ülkelerine kıyaslarsanız boşanma oranlarının daha düşük olduğu görülür. Evlilik kurumu hala bizde son derece önemli. Yine de boşanma sayısının gittikçe artışı korkutuyor. Kariyer sahibi kadın, daha temkinli, evlilik için daha zor karar veriyor. Belli yaşın üzerindeki kadın 35 ve 40'lı yaşlardan sonra evlilik için daha zor adım atıyor. Çalışmayan kadın için ise, Türkiye'de evlenmek bir anlamda sosyal güvence gibi. Evlenme kararını zor veren kadınların önemli bölümünün ekonomik bağımsızlığı olan kadınlar olduğunu düşünüyorum. Kariyer sahibi bir kadın evlilik konusunda 'Acaba mutlu olabilecek miyim?' diye soru sorabiliyor. Evliliklerde erkeğin daha çok sözünün geçiyor olması kadını tedirgin eden konulardan biri. Çünkü özellikle Türkiye'de pek çok konuda karar veren erkek oluyor, bu da kadınları düşündürüyor. Öte yandan bir kadın Türkiye'de hala bir erkeğe evlenme teklif edemiyor, bu yadırganıyor. Bunun aşılması gerekiyor. Kadın da erkeğe evlenme teklif edebilmeli, bu yadırganmamalı. Bu seçimi sadece erkeğe bırakmanın kadınlar için haksızlık olduğunu düşünüyorum.

evlenince kadının kütüğü neden değişir